Antidepresanlar: Hapçı mı olduk?

 

Ruh Sağlığı Genel Durum

Türkiye Ruh Sağlığı Profili Çalışması’ na göre Türkiye’de nüfusun %18’inin yaşam boyu bir ruhsal hastalık geçirdiği, çocuk ve ergenlerde klinik düzeyde sorunlu davranış oranının da %11 olduğu bulunmuştur.
Türkiye kronik hastalıklar ve risk faktörleri sıklığı çalısmasında, KISA (Brief PHQ-r) anketi kullanılarak bir çalışma yapılmıştır. 

Buna göre depresif bozukluk, somatizasyon bozukluğu ve panik bozukluğu tanısını içeren toplam ruh sağlığı bozukluğu sıklığı yüzde 12 olup kadınlarda (%16) erkeklerden (%7) yaklaşık 2 kat daha fazladır. Ayrıca araştırmada kişilerin yüzde 8’i bir, yüzde 3‘ü iki ve yüzde 0,4’ü üç ruh sağlığı bozukluğu tanısı almıştır.

Bu bulgular tıpkı batı ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de ruhsal hastalıkların yaygın olduğunu göstermektedir.Ulusal düzeyde hastalık yükü nedenlerinin temel hastalık gruplarına göre dağılımı yapıldığında, kardiyovasküler hastalıklardan sonra %19 ile ikinci sırada psikiyatrik hastalık grubunun yer aldığı görülmektedir.

Özürlülükle (yeti yitimi) Kaybedilen Yaşam Yılları (YLD)Ölümle Kaybedilen Yaşam Yılları (Years of Life Lost – YLL)” ve “Özürlülükle Kaybedilen Yaşam Yılları’na (Years Lost with Disability – YLD)” bakıldığında, en fazla YLD’ye neden olan temel hastalık gruplarında ilk sırayı psikiyatrik hastalıkların aldığı görülmektedir. Cinsiyete göre YLD’ye sebep olan ilk 20 neden arasında erkeklerde beş psikiyatrik hastalığın, kadınlarda dört psikiyatrik hastalığın (1.sırada unipolar depresyon olmak üzere) yer aldığı görülmektedir (Tablo.1. ve Grafik.1.)(4).

 

Tablo 1 incelendiğinde erkeklerde Depresyonun ikinci sırada kadınlarda ise birinci sırada yer aldığı ve kadınlarda erkeklere nazaran neredeyse iki kat görüldüğü anlaşılmaktadır. Bu ikiye bir oranı depresyonun bütün dünyada kadınlarda görülme sıklığına uygundur. Yani başka ülkelerde de kadınlar erkeklere oranla iki kat fazla depresyon geçirme olasılığına sahipler. Dünya genelinde erkeklerin %12`sinde, kadınların %26`sında görülmektedir.

 

Dünyada Antidepresan Kullanımı

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD)’ nün „Health at Glance 2013″ raporuna göre, OECD’ ye üye 33 ülkede antidepresan kullanımı artmıştır. Buna göre 2000 ile 2011 yılları arasında psikiyatrik ilaçlar günlük 35’ den 56 doza (1000 kişiye göre) çıkmıştır (Grafik 2).

Avrupada da psikolojik rahatsızlıkların başında Depresyon geliyor. Her 7 kişiden biri hayatı boyunca bir duygulanım bozukluğu yaşamakta ve her yıl nüfusun %7′ si ağır Depresyona yakalanmaktadır. Buna Korku Bozuklukları da eklendiğinde oran %25′ e ulaşmaktadır. İş göremezlik raporlarının başında (%50) Depresyon tanısı bulunmaktadır. Depresif hastaların %50′ den fazlası tedavi edilmemektedir.
Türkiye’ de her 10 kişiden 1’ i Antidepresan kullanıyor.

Antipsikotikler

Durumu Antipsikotik reçeteleri açısından incelediğimizde; toplam Antipsikotik reçete sayısının 2007 yılında 3.92 milyon, 2012 yılında 5.76 milyon olduğu ve artışın % 46.7 oranında olduğu görülmüştür. İlk defa Antipsikotik reçetelendirme sayısı ise 2007 yılında 1.37 milyon dan 2012 yılında 1.73 milyona ulaşmış ve artış % 26 civarında olmuştur.

 

Sonuç:


1. Dünyada olduğu gibi Türkiye’ de de Antidepresan ilaç tüketimi artmaya devam ediyor.
2. Antidepresan ilaç tüketimindeki artışı Depresyon vakalarındaki artışla ya da ruhsal hastalıkların sayısındaki artışla açıklamak tam doğru olmaz. Çünkü Depresyon uzun süreli tedavi gerektiren bir hastalıktır buna bağlı olarak da uzun süreli ilaç kullanımı söz konusu olabilir, bu da istatistiği yukarı çekebilir. Antidepresanlar sadece Depresyon tedavisinde değil başka psikiyatrik hastalıkların tedavisinde ve hatta psikiyatrik olmayan hastalıkların da tedavisinde reçete edilebilmektedir.
3. Her ilde ve çoğu ilçede psikiyatri uzmanının bulunması, sağlık hizmetlerine ulaşılabilirliğin artması da tüketimde bir rol oynamaktadır.
4.Toplumun psikolojik rahatsızlıklar konusunda bilincinin artması da bir rol oynayabilir.
5. Antipsikotikleri daha çok psikiyatristler reçete etmekle birlikte, ikinci sırada nörologlar ve üçüncü sırada aile hekimleri ve pratisyenler yer almaktadır. Bu antipsikotiklerin daha ‘ağır’ ilaçlar olmaları nedeniyle Antidepresanlar kadar ‘kolay’ reçete edilmediğini göstermektedir.
6. Psikotrop ilaçların reçete dışı kullanımlarının çok fazla olduğu bilinmektedir.

 

 

You may also like...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir